"İSTANBUL OYUNCAK MÜZESİ"
İstanbul Oyuncak Müzesi'nin bahçesinden içeriye girdiğinizde kurşun askerler sizleri "hoş geldin" diyerek karşılıyor ve kapılarını büyülü bir dünyaya açıyorlar sanki.
Her yaştan insanın gezip görmesi gereken bir yer burası. Çocukları için olduğu imajı çok yanlış.Bence her yaştan insan kendinden bir şeyler mutlaka bulacak burada. Özellikle yıllar öncesinin çizgi filmleri, filmleri ya da o dönemleri anlatan oyuncakların varlığı bir zaman makinesi görevi görüyor ve bizi geçmişte yolculuğa çıkartıyor.
Charlie Chaplin'den, Star Wars ve Oz Büyücüsü gibi efsaneleşen filmlerin oyuncaklarından Pinokyo ve Ayı Yogi gibi çizgi filmlere kadar bir çok oyuncağı burada görmek mümkün.
Oyuncağın hikayesi: 1920'li yıllarda, New York'un köylerinden Saranac Lake sakinleri, açmayı düşündükleri anaokulu için, gelir sağlamak amacıyla bir halk pazarı kurmaya karar verirler. Bu hayır girişimine duyarlılık gösteren Emma Moris, kocası William'dan bütün arkadaşlarına mektup yazarak, pazar yerinde uygun gördükleri eşyalarını göndermelerini rica eder.
Kısa bir süre sonra Charlie Chaplin'den kampanyaya yardım amaçlı kendisine çok benzeyen bu oyuncağı ve imzalı fotoğrafının bulunduğu bir mektup gelir.
Oyuncak sayesinde tezgahtaki tüm mallar satılır. Oyuncak daha sonra açık arttırma ile satılır ve bu oyuncağı William Moris satın alır.
William Moris öldükten sonra bu oyuncak Saranac kütüphanesine bağışlanır. 1970 yılında bir hayır kurumuna bağışlanır ve açık arttırma ile satılır.
Sinema tarihinin en önemli oyuncağı, 2013 yılında ABD'de düzenlenen bir açık arttırmada Sunay Akın tarafında satın alınır.
Sunay Akın 20 yılda 40'ı aşkın ülkedeki koleksiyonerlerden, antikacılardan ve açık arttırmalardan satın almış bu oyuncakları. O kadar büyük bir emek var ki içeride. Her bir bölüme saatlerinizi ayırsanız da yetmiyor. Benim tavsiyem müzeye erken saatlerde gelin ve bol bol zaman ayırın. Oyuncakların arasında dolanırken bundan bende de vardı gibi cümleler kuruyorsunuz ve oyun çağınızı hatırlıyorsunuz.
Yan tarafta uzay odasından bir kare görüyorsunuz. E.T. den tutunda bir sürü astronot ve uzay gemisi oyuncağı var. Ama burada söylemek istediğim asıl şey yan tarafta yazan yazı. Beni açıkçası çok etkiledi. Katılmamak elde değil.
"İnsanın Ay'a ulaşma serüveninde en önemli adım 1920'li yıllarda atılmıştır. Bu yıllarda Amerika Birleşik Devletleri'nde ki çocuklar uzay konulu oyuncaklarla oynuyorlardı. O çocuklar ki 1950'li yıllara gelindiğinde uzay araştırmalarının yapıldığı NASA'da görev aldılar. 1920'li yıllarda oyuncaklarla çocukların hayallerine, oyunlarına uzayı hedef olarak koyan bir ülkenin Ay'a bayrağını dikmesini rastlantı sayamayız. Bu gerçek, oyuncağın uygarlık tarihindeki önemi gösteren somut örneklerinden yalnızca biridir.
Bir toplumun geleceğine giden yol, o ülkedeki çocukların oyunlarından ve oyuncaklarından geçer.
Müzenin üst katlarına çıktığınızda da bebek evlerini görüyorsunuz. Çok büyük bir incelik var bu evlerde. En ufak detaylarına kadar düşünülmüş. Oyuncaktan ziyade o dönemin İngiltere ve Almanya'sının yaşantısını görebiliyorsunuz. Yine üst katlarda bulunan savaş sahneleri, savaşın insanlar üzerindeki yıkıcı etkisini içinizi burkacak şekilde yerleştirilmiş.
Müzede bir de çok sevimli bir cafe mevcut. Oyuncak bir evde çayınızı yudumluyormuş hissine kapılıyorsunuz. Cafe müzenin açılış ve kapanış saatleri içerisinde hizmet veriyor. Fiyat açısından da oldukça uygun.
Ayrıca müzede çocuklara yönelik birçok etkinlik ve eğitim mevcut. Ayrıntılı bilgi için müzenin sitesini ziyaret edebilirsiniz.
Müzenin saatleri: hafta içi 09:30 - 18:00
hafta sonu: 09:30 - 19:00
Ulaşım: İETT otobüsleri ile Kadıköy'den kalkan ve Göztepe'den geçen otobüsleri kullanabilirsiniz.
Metro ile gelmek isterseniz de Yeni Sahra durağında inerek müzeye yürüyebilirsiniz.
Adres: Ömerpaşa Caddesi Dr. Zeki Zeren Sokağı No:17 Göztepe / Kadıköy
Ücret: Tam 10 TL
İndirimli 7 TL
Yorumlar
Yorum Gönder