SAFRANBOLU GEZİLECEK YERLER




Belki de yaşanacak en güzel anlardan biri keşfetmek, gezmek için gittiğim bir yerin ertesi sabahında sanki oraya aitmişim, yıllardır orada yaşıyormuşum gibi hissetmek. Orada yaşayan insanlardan biriymişsin gibi yıllardan beri oranın marketinden alışveriş yapıyor, restoranlarında karnımı doyuruyorum gibi.
Bir süre sonra konakladığım yere ev demeye başlıyorum. O kadar benimsiyorum ki otel odasına dönmeden önce; "hadi eve gidelim, geç oldu. Yarına enerji toplamamız lazım diyorum". Safranbolu'da geçirdiğimiz üç gün de farklı bir his oluşturmadı. Kente vardığımızda büyük bir merak, ayrıldığımızda derin bir hüzün. Ben Safranbolu'yu çok sevdim. 2-3 katlı evlerin göz kırpan pencerelerinin yanından geçerek arnavut kaldırımlarını adımlıyor,tarihin ve kent mimarisinin bir parçası oluyorsunuz.


NASIL ULAŞILIR?


Safranbolu'ya eğer özel aracınız yoksa otobüs ile ulaşmak en mantıklısı. Benim gibi İstanbul'dan gelecekseniz gece 1 gibi otobüse bindiğinizde sabahın ilk ışıklarında Safranbolu'da gözlerinizi açıyorsunuz. Bilet fiyatları ortalama 45 - 60 TL arasında değişiyor. Otobüs firmalarının çoğunun otogardan Safranbolu merkeze servisleri mevcut. Siz yine de biletlerinizi almadan önce otobüs firmasını arayın. 

NEREDE KALINIR?



Burada her bütçeye uygun, çok fazla konaklama seçeneği olsada yaşadığım kötü deneyimi size aktarmadan geçmek istemiyorum. Kentin tarihi dokusunu daha iyi hissetmek için konak tarzında bir otelde kalmak üzere "Yorgancıoğlu Konak Otel" ile daha Safranbolu'ya gitmeden 3 gün öncesinden anlaşmıştık. Otele vardığımızın 2. günü işletmedeki kalorifer sisteminin temizlenmesi gerekiyor diye kaloriferleri kapattılar ve akşam sorun giderilicek dediler. Akşam otele döndüğümüzde hiçbir tadilat yapılmamıştı ve odamıza girmeyeceklerini söyledikleri halde odaya  izinsiz girilmişti. Kalorifer temizliği aylar öncesinden belli olduğu halde bize telefonda hiçbir bilgi verilmedi. Kendi hatalarını kabullenmeyerek müşterisini mağdur eden bir işletme.Siz siz olun "Yorgancıoğlu Konak Otel"den uzak durun. Apar topar kendimize başka bir otel bulduk. Kişi başı 70 TL oda + kahvaltı hizmet veren Uz Otel'e yerleştik. Kahvaltısı vasat olsa da misafirperverliği ile bizden tam not aldı.

Eğer konak tarzında bir otelde kalmak istiyorsanız iyi araştırın.

Uz Otel adres: Atatürk Mahallesi, 78600 Safranbolu/Karabük
Numara: (0370) 712 10 86

SAFRANBOLU GEZİLECEK YERLER


1. GÜN





Yörük Köyü: 

Safranbolu'nun en büyük eksikliği eğer toplu taşıma kullanacaksanız hiçbir şekilde minibüslerin güzergahını, nereden kalkacağına dair bilgileri esnafa ya da çevredekilere sormadan bulamayacak olmanız.

Yan tarafta görmüş olduğunuz saatler arasında Asmar Market'in önünden geçen Konarı minibüsleri ile köye ulaşım sağlayabilirsiniz. Minibüs saatlerini kaçırmayın, gerekirse şoförden telefon numarasını alın ve saat kaçta geleceğini öğrenin. Sizi köyde unutabilir, müşteri yok diye köye uğramama ihtimali olabilir.

Minibüs ücreti kişi başı: 4 TL


Köye ilk ulaştığınızda terk edilmiş bir izlenimi var. Kimsecikler yok etrafta. Hem hafta içi hem de hava şartlarından dolayı köy çok sakin. Zaten ayakta kalan 126 haneden yalnızca 60 tanesinde sürekli olarak oturulmaktaymış.



Tarihi evleri ile ünlü Yörük Köyü'nün içerisine ilerlediğinizde köy kahvesinde sizleri bekleyen misafirperver köylüler ile karşılaşıyorsunuz. Köyde görmeden dönmemeniz gereken yer Sipahioğlu Konağı.250 yıllık bir konak. Konağın içindeki el yapımı motiflere, duvardaki resimlere dikkat edin. Konağın girişinde satın alabileceğiniz hediyelikler bulunmakta. Her zevke uygun yöresel hediyelikleri burada bulabilirsiniz.


Konağın hemen yanında Yörük Sofrası adlı bir yer var. Erken geldiğinizde kahvaltı yapabileceğiniz, acıkırsanız karnınızı doyurabileceğiniz tek mekan burası. Ben köy hakkında araştırma yaparken Filiz Teyze'nin ünlü baklavasının lezzeti ile ilgili çok fazla şey ile karşılaştım. Merak ederek bir porsiyon ev baklavası siparişi verdik ama belki benim beklentim çok olduğundan sıradan hatta vasat bir tatla karşılaştım.

 Yemek ya da yememek artık size kalmış.:)






Yörük Köyü'nün ikinci durağı anahtarını Sipahioğlu Konağı'nın kapılarını bize açan köylülerden aldığımız Çamaşırhane köylü kadınlar burayı çamaşır yıkamak için kullanıyorlarmış. Çamaşırhanenin duvarlarında köyün bu zamana kadar ki yörük ağalarının resimleri asılı. Anahtar benim elimde olduğundan kendimi Yörük ağası olarak ilan etmeden geçemedim. :)

Köyde yaklaşık 3-4 saatinizi harcayabilirsiniz. Evlerin tasarımı çok güzel.









2. GÜN



Cam Teras, Tokatlı Kanyonu ve Taş Değirmen: 


En sevdiğim gezi çeşidi daha önceden Kapadokya gezi notlarımda belirttiğim gibi bol inmeli, çıkmalı, tırmanmalı. İşte Cam Teras ve kanyon tam da böyle bir gezi sağlıyor.




Ulaşım sıkıntısı Yörük Köyü'ne giderken olduğu gibi burada da karşımıza çıkıyor. Aslında toplu taşıma var ama bunların varlığına dair bilgilere ulaşmak zor. Belediyeyi aradığımızda bile kesin bir cevap alamıyorsunuz. Ata Merkez'in karşısındaki duraktan "Gayzabaşı" minibüslerine binmeniz gerekiyor. Bu minibüs yarım saatte bir geçiyormuş.Ücreti ise kişi başı 2 TL. Şoföre ineceğiniz yeri söylemeniz ve ara sıra hatırlatmanız lazım. Aksi takdirde Cam Teras'a giden yolu kaçırabilirsiniz.



Minibüsten indiğiniz gibi Cam Teras ve Kanyona ulaşmak mümkün değil. Yürüme hızınıza bağlı olarak 30 dakika kadar bir yol sizi bekliyor.İlk başta bir köyün içinden, daha sonra da araba yolundan geçiyorsunuz. Bence yol yürünebilir.Temiz hava ve yeşil huzur veriyor insana. Benim gibi beton yığını bir şehirde yaşıyorsanız size çok iyi gelecek.


Cam Teras , Tokatlı Kanyonu üzerinden yerden 80 metre yükseklikte ve 11 metre genişliğinde yapılmış. Yaklaşık 400 kişi taşıma kapasitesi varmış ve bir seferde 30 kişiden fazla insanın terasa çıkması yasakmış. İlk başta biraz tedirgin olmadım desem yalan olur. Adımlarımı dikkatli attım, terasın en ucuna gitmekte tereddüt ettim ama bir süre sonra kanyonun eşsiz manzarasına kapılıyorsunuz. Yükseklik korkunuz varsa dikkatli olun.


Terasın çıkışında bedava kahve tadımı yapabileceğiniz, kahvenin tadını beğenirseniz de diğer hediyelikler ile birlikte kahveden satın alabileceğiniz dükkanlar mevcut.

Cam Teras'a giriş ücreti : 4 TL




Cam Teras'tan sonra Tokatlı Kanyonu'na
girmeden önce İncekaya Su Kemeri karşılıyor bizi. Sadrazam İzzet Mehmet Paşa tarafından Tokatlı Kanyonu üzerine yaptırılan su kemeri 116 metre uzunluğunda ve 110 - 220 cm genişliğinde. Su kaynağından ilçeye su getirmek amacıyla yaptırılmış.






Çok seviyorum doğa yürüyüşlerini. Özellikle yeşillikler içerisinde yanımdan sular akıyorsa. Kanyonun başındaki merdivenler sizi korkutmasın. Çokta uzun yürümeniz gerekmiyor parkuru. Aşağı kısma indiğinizde salıncaklar ve oturma bankları var. Kısa bir yürüyüşten sonra burada dinlenebilirsiniz. Doğaya doyabileceğiniz, nefes alabileceğiniz çok güzel bir yer burası.


Kanyona Giriş: 3 TL.



Gizli Cennet Taş Değirmen


Gizli Cennet Taş Değirmeni, kanyona gitmeden önce durakta minibüs sorduğumuzda öğrendik. İyi ki de öğrendik. :)




Ulaşım açısından gerçekten gizli cennetmiş diye düşündürse de sonuçtan çok memnun kaldım. Hotel Uz'un hizasından düz devam ettiğinizde buraya ulaşmış oluyorsunuz. Önceden uyarmam gerekir ki çok dik bir yokuştan inmeniz ve geri dönüş için bu yokuşu tekrar çıkmanız gerekiyor.


Değirmene Giriş: 2 TL.

Doğa ile iç içe olup, değirmenin kafesinde kahvenizi ya da buraya özgü safran çayını yudumlayabilirsiniz. Yöresel bir şeyler yemek isterseniz de fiyatlar oldukça uygun.

Peruhi: 12 TL
Cevizli Yayım: 12 TL
Göbü: 7 TL
Safran Çayı: 7 TL gibi.





3. GÜN


Eski çarşıda çok fazla birbirine yakın gezilecek nokta var. Safranbolu'nun tarihi yapısını ve mimarisini yaşamak için çarşının sokaklarında kaybolun ve birbirinden eli açık esnafından leziz mi leziz lokumların tadına bakın. Buradan hediyelik ya da kendiniz için bir anı olarak alabilecekleriniz çok çeşitli.


Cinci Hamam: 



17. yüzyılda Cinci Hoca tarafından yaptırılmış. Mimarının kim olduğu bilinmiyor. Cinci Hamam Cinci hocanın annesi tarafından 2 Nisan 1945 tarihinde vakfedilmiş. Hala hamam olarak kullanılan bu yapıya gezmek için girmek yasak. Sadece mimarisini dışarıdan görebilirsiniz.




Cinci Han: 



Yüzyıllar boyunca Çin'den Anadolu topraklarına uzanan tarihi İpek Yolu üzerine kurulmuş irili ufaklı yüzlerce kervansaraydan biriside burası. Cinci Han Safranbolu eşrafından Karabaşzade Hüseyin Efendi (Cinci Hoca) tarafından 1645 yılında yaptırılmış.Şu an da otel olarak hizmet veren handa 23 standart, 1 suit ve 1 han ağası odası yani kral dairesi bulunuyor.Hanın üst katına çıktığınızda ise Safranbolu evlerine karşı muhteşem bir manzarayla karşılaşıyorsunuz. Belki de en güzel fotoğrafları çekebileceğiniz yer burası.

Giriş ücreti: 1 TL


 Yemeniciler Arastası: 


Eski Çarşı'da ki gezilecek noktalara nasıl gidilir diye ayrıntıya girmiyorum çünkü her yer birbirine çok yakın.


Kurtuluş Savaşı yıllarında bugün ki Arasta'da 48 dükkan bulunmaktaymış. Bu dükkanlardan birisi kahve, birisi çamurlukçu olup diğerlerinde de yemeni dikilirmiş. Yemenici esnafı 24 saat üç vardiya halinde çalışarak Gazi Mustafa Kemal'in ordusuna yemeni dikermiş.



Yemeniciler Arastasında günümüzde sadece bir dükkanda yemeni yapılmaya devam ediliyor. 32 sene önce zanaata başlayan Erhan Başkaya bu sanatı sürdürmeye devam etmekte.





Çarşının içinde çok sayıda dükkan var. Ahşap işçilik çok ön plana çıkıyor. Eğer zamanınız varsa çarşının içinde bulunan Arasta kahvesinde soluklanın ve şirin mi şirin dükkanların içerisinde kahvenizi yudumlayın.




Arasta'nın girişinde bir de güneş saati var.








Köprülü Mehmet Paşa Cami:


Safranbolu'nun en görkemli ve en büyük camisiymiş.






Demirciler Çarşısı:

Çarşıya girince Akçesu Kanyonu ile karşılaşıyorsunuz.Dükkanlar bu kanyonun üzerine kurulmuş.
Sıcak, soğuk demircilik el sanatlarının üretildiği yaşayan tek lonca çarşısı burasıymış. Bakırcı ve kalaycı esnafları da bu çarşının içerisinde çalışmakta.






Kaymakamlar Gezi Evi: 


18. ve 19. yüzyıl Türk toplumunun geçmişini, kültürünü yansıtan Safranbolu evlerinin içinde önemli bir örnek.

Giriş ücreti: 4 TL 09:00 - 18:00 saatleri arasında her gün açık.











Kent Tarihi Müzesi: 


Müze zemin katıyla beraber toplam 3 kattan oluşmakta. Zemin katında Safranbolu esnafının çalışma ortamlarını görebileceğiniz dükkanlar bulunmakta. Safranbolu da kurulan ilk eczane, 1942 yılında kurulan şekerci Hidayet Sezer'in maketi ve dükkanı, yemeni yapımının inceliklerini anlatan bir bölüm bulunmakta.

Birinci katında bilgisayarın icadından bu yana geçirmiş olduğu evreleri ayrıntıları ile görebilirsiniz.

İkinci katında ise Safranbolu kültürünün geçmişteki izleri ile karşılaşıyorsunuz. Fotoğraflar ve sergilenen eşyalarla tarihi daha iyi görebiliyorsunuz.


Müzeye giriş ücreti: Tam 4 TL - Öğrenci 3 TL
09:00 - 17:30 saatleri arasında her gün açık.









Müzenin bahçesinde Anadolu'nun saat kuleleri minyatürleri sergilenmekte. Saat kulesinin yanında ki bir dönümlük alanda hayata geçirilen açık hava müzesinde Balıkesir'den Erzurum'a kadar 14 ve Bosna Hersek'ten 1 saat kulesinden oluşan 15 minyatür sergileniyor.


Saat Kulesi: 

Müze için aldığınız bilet ile saat kulesine çıkabilirsiniz. 215 yıllık bir saat ve en önemli özelliği saati çalıştıran mekanizması.








SAFRANBOLU'DA NE YENİR?





BÜKME: Ispanak,kıyma ve soğanın birleşimi ile yapılan pide çeşidi. Bükmeyi "Pidebank" isimli restoranda tattım. Diğer pideleri de oldukça başarılı ve personelin ilgi ve alakası da oldukça memnun edici.
  


SAFRAN ÇAYI: Bal ile tatlandırılarak içilen safran çayı Safranbolu'ya gelmişken denemeniz gerekenlerin en başında belkide. Safran çayını Taş Değirmen Gizli Cennette içtim. Yeni demlenmişti ve tadı doğa ile birleşince daha bir güzel geldi.







BAĞLAR GAZOZU: 1936 yılından beri %100 şeker pancarından üretilen Safranbolu'nun milli içeceği.Her yerde bulabilirsiniz.








ZERDE: Yemek için çok fazla aramama neden oldu. Sonunda Hacıbaba Dürümce'de bulabildim. Zerde tatlısı çok hafif. Kocaman bir kase içinde servis ediyorlar. Ayrıca bu mekan, akşam yemeği yemek için de tercih edilebilir.














CEVİZLİ YAYIM: Ceviz ile eriştenin birleşiminden oluşan yemek. Bir tabağı sizi hemen hemen doyurur. Gülin yöresel restoranda yayım gibi Safranboluya özel yemeklerin tadına bakabilirsiniz.









LOKUM: Olmazsa olmaz lokum içinde Eski Çarşı'da bulunan Safran Evi Lokumları'nı tercih ettik. Özellikle çikolatalı lokumu çok güzel.









*Görüş, soru ve önerilerinizi hiç çekinmeden yorum olarak bana ulaştırabilirsiniz. Mümkün olan en kısa sürede cevaplamaktan mutluluk duyacağım. 



Yorumlar

  1. Gayet açıklayıcı bilgiler için teşekkürler.Ulasim kolay değil gibi ama imkansız da değil sanirim. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuz için ben çok teşekkür ederim. Aslında toplu taşıma ile kolaylıkla ulaşım sağlanıyor ama bilgilendirme yetersiz. Sora sora gitmek istediğiniz yer için toplu taşıma seçeneklerini öğreniyorsunuz. :)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

RUMELİ HİSARI VE AŞİYAN MÜZESİ

ROMA GEZİLECEK YERLER